1 Eylül 2011 Perşembe

"Sadece Biz Yapmadık"lardan Yerli 'La Fonten'ler



Temiz Kramponlar operasyonun en bşaından beri birileri bu süreci speküle etme peşinde..Öte yanda toplumsal olarak derin ikilemlere sürüklenen yığınlar artık herşeye şüpheyle bakar oldular..... Hangisi gerçek, hangisi kandırmaca... Güvene dair en küçük bir kımıltı yok iken modern sunaklarda asırlık değerlerimizi kurban etmenin irkiltici hazzıyla kendinden giderek daha büyük şüphe duyan bir toplumun sağlıksız bireyleri oluverdik...Kendimizde oluşan bir pisliği başkaları üzerinde kullanarak "kendini aklama" peşine düştük..


Spor Program'larında, kendilerine biçilmiş rolleri icra edenler bu şaşırtmacalı oyunu sürdürüyorlar... Artık şikenin yapılıp yapılmadığından öte ve daha derin ahlaki sorunlarla yüzleşiyoruz. Önümüzde büyük bir pislik dururken, gündemin maddesi "haksız para ve maç kazanmak" iken 20 yıl önceki olayları sorgulamak, soruşturmak kısaca şark kurnazlığıdır. Çünkü 'etik' diyebildiğimiz toplumsal vicdanımız kanıyor artık... Doğruyla eğriyi ayırt edebilecek duygusal terazimiz bozulmuş... Bu daha büyük bir sorundur. Şikenin kendisinden daha vahim ve bizi giderek tüketen bir mahkumiyettir. Bu bir akıl tutulmasıdır ve toplumun tümünü mahkum eden bir erozyondur.


Şikeyi meşru göstermek hangi mantığın ürünüdür ki af getirmek olsun? Elde delil-belge-kanıt-sonuç -her ne altsa- olmadan sadece tahminen "geçmişte herkes yaptı" demek nasıl bir akıl tutulmasıdır?


Özel yetkili Savcılar ve hakimler ellerinde ciddi bulgular olduğunu, deliller olduğunu söylerken, hakimler tutuklamalar yaparken "Bence şu x takımda yaptı, sadece fenerbahçe mi yaptı sanki; Bu seferlik affedilsin" demek hangi kelimelerle ifade edilir, hangi vicdana sığar? Hangi akıl bunu düşünür, Hangi 'etik' anlayış bunu savunur, hangi hukuk bunu meşru görür? Bu ne denli ürkütücü birşeydir.


Sahi, Kamoyu, sen ne söylüyorsun?